Bir varmış bir yokmuş, önce vakit içinde kalbur saman içinde, köyün birinde, saman yığınlarının ortasında yaşayan iki fare varmış. Bu fareler kardeşmiş, birinin ismi Küçük başkasının ismi Miki imiş. Küçük ve Miki’nin farklı zevkleri ve yetenekleri varmış. Küçük, bitki toplamayı, topladığı bitkilerden lezzetli yemekler yapmayı severmiş. Miki ise kardeşinin tam karşıtı, yemek yapmaktan hiç anlamaz, günün tamamını oyun oynayarak, atlayarak, zıplayarak geçirirmiş. Bu iki kardeş sık sık birbirlerinin zevklerini anlamadıkları için tartışır, bazen günlerce küs kalırlarmış.
Günlerden bir gün iki kardeş meskenden çıkıp işlerini yapmaya başlamışlar. Küçük, ot toplamak için yola koyulmuş, Miki de de atlayarak zıplayarak oyun oynamaya başlamış. Miki, köyün içinde gezinirken, fark etmeden biraz uzaklaşmış. Tam geri dönmek için koyulduğunda karşısına yırtıcı bir kuş çıkmış. Kuş tam Miki’yi yakalamak üzereymiş ki Miki, bağırabildiği kadar bağırmış. Küçük, çabucak sesi duyduğu yere hakikat koşmuş. Küçük çok minik bir fareymiş ancak çok yürekliymiş. Küçük çabucak bir plan yapmış, yırtıcı kuşun dikkatini öteki tarafa çekmek için elindeki kokulu otları havaya fırlatmış. Kuşun dikkati dağılınca Miki kurtulmuş ve kardeşiyle inançlı yuvalarına kaçmışlar.

Miki, nefes nefese, “Sen olmasaydın tahminen de kurtulamazdım. Güzel ki varsın, kardeşim,” demiş. Küçük de, “Biz her vakit yan yana durmalıyız, Miki. Bunu asla unutmamalısın, biz kardeşiz” demiş. O günden sonra, iki kardeş köyde birbirlerine dayanak olarak yaşar, maceralarını ve lezzetli tanımlarını paylaşarak memnun günler geçirirlermiş. Ve masal burada bitmiş.
Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.