Kış mevsiminin soğuk günlerinden birinde, Cemre’nin okulu karla kaplanmış. Her sabah meskenden kalın atkısını dolanıp, eldivenlerini takarak çıkan Cemre, sınıfa ulaştığında burnu kıpkırmızı oluyormuş. O gün, öğretmenleri Nihal Hanım sınıfta heyecanlı bir duyuru yapmış.
“Çocuklar,” demiş Nihal Hanım, “yılbaşına çok az kaldı. Bu yıl sınıfça bir çekiliş yapmaya karar verdik. Herkes bir arkadaşına küçük bir armağan alacak, lakin armağanlarımız sürpriz olacakmış!”
Sınıfta bir alkış tufanı kopmuş. Cemre ve arkadaşları, yılbaşı çekilişi fikrine bayılmışlar. Çabucak bir kutu hazırlanmış, içine herkesin ismi yazılı küçük kâğıtlar atılmış. Nihal Hanım, sırayla herkesin ismini çekmesini istemiş. Cemre, kutunun başına geldiğinde kalbi pır pır etmiş.
Küçük kâğıdı çekip açtığında üzerinde “Ayça” ismini görmüş. Ayça, Cemre’nin çok sevdiği bir arkadaşıymış. “Ona nasıl bir ikram alsam?” diye düşünmeye başlamış.
Cemre, okuldan konuta döndüğünde çabucak annesi Sevim Hanım’a yılbaşı çekilişinden bahsetmiş. “Anne, Ayça için özel bir armağan seçmek istiyorum. Ancak ne alacağımı bilmiyorum,” demiş.
Sevim Hanım, mutfakta çay demlerken gülümseyerek, “Ayça’nın nelerden hoşlandığını düşün,” diye tavsiye vermiş. Cemre, odasına çekilmiş ve Ayça’nın neler sevdiğini hatırlamaya çalışmış. Ayça’nın en sevdiği rengin mor olduğunu ve daima prenses masallarını okuduğunu hatırlamış. “Belki ona bir kitap alabilirim,” diye düşünmüş.
Ertesi gün okul çıkışında Cemre, annesiyle birlikte mahalledeki kırtasiyeye gitmiş. Raflarda birbirinden hoş masal kitapları sıralanmış. Cemre, üzerinde mor bir prensesin olduğu bir kitap seçmiş. İçine de küçük bir kart yazıp şunları eklemiş: “Sevgili Ayça, sen benim en tatlı arkadaşlarımdan birisin. Umarım bu kitap seni çok keyifli eder. Sevgiler, Cemre.”
Yılbaşı çekilişi günü geldiğinde sınıf bir bayram yerine dönmüş. Herkes armağanını renkli kâğıtlara sarıp kurdelelerle süslemiş. Cemre’nin armağanı de mor bir paketle göz kamaştırıyormuş. Nihal Hanım, çocukları sırayla çağırarak armağanlarını vermelerini istemiş.
Cemre, sırası geldiğinde ikramını Ayça’ya verirken heyecanla gülümsemiş. “Bu senin için!” demiş. Ayça, paketi açtığında gözleri parlamış. “Vay! Bu çok hoş bir masal kitabı!” diye bağırmış. Cemre, arkadaşının keyifli olduğunu görmekten çok mutlu olmuş.

Ancak en büyük sürpriz, Cemre’nin armağanını kimden alacağını öğrenmesiydi. Nihal Hanım, büyük bir paketle Cemre’yi çağırmış ve paketi uzatmış. Paketi açtığında içinde bir fotoğraf seti olduğunu görmüş. Fırçalar, boyalar ve tuvallerden oluşan bu set, Cemre’nin en büyük hayaliymiş. “Bu muhteşem! Kim aldı bunu?” diye sormuş.
Arka sıralardan Yusuf elini kaldırıp gülümsemiş. “Sana çok yakışır, zira çok hoş fotoğraf yapıyorsun,” demiş. Cemre, heyecanla Yusuf’a teşekkür etmiş.
O gün, sınıfta herkes çok mutluymuş. Nihal Hanım, ikramların manevi kıymetinden bahsederek, “Bu çekilişte değerli olan kimin ne aldığı değil, birbirimizi memnun edebilmek,” demiş. Çocuklar bu sözleri alkışlarla karşılamışlar.
Cemre, o gün okuldan konuta dönerken kalbi sımsıcakmış. Arkadaşlarıyla birlikte hoş bir yılbaşı anısı yaratmışlar. Yeni yılın onlara neler getireceğini bilmese de o günün dostluk ve memnunluk dolu anlarını uzun mühlet hatırlayacağını biliyormuş.
Ve böylelikle, Cemre’nin yılbaşı çekilişi masalı son bulmuş. Lakin onun sıcaklığı, arkadaşlığın ne kadar özel bir şey olduğunu her çocuğa hatırlatmaya devam etmiş.
Cemre ve Sınıfta Yılbaşı Çekilişi Masalı Masalına benzeyen masalları okumak için instagram sayfamızı takip edebilirsiniz.