Bir varmış bir yokmuş, önce vakit içinde kalbur saman içinde denizin derinliklerinde yaşayan minik bir balık varmış. Bu Balığın ismi Pullu imiş. Pullu, denizin derinliklerinde ki renkleri çok seviyormuş. Mercanların, yosunların, balıkların canlı renkleri onu mest ediyormuş. Pullu, gördüğü bu hoşlukları çizmeyi çok istiyormuş.
Günlerden bir gün Pullu, sularda yüzerken her yere meraklı gözlerle bakıyormuş. Onun bu inceleyici bakışlarını gören yaşlı köpekbalığı yanına yaklaşıp “Neden her yeri birinci kez görüyormuş üzere bakıyorsun?” diye sormuş. Pullu “Etrafına bakar mısın? Her şey ne kadar hoş, bu renkler nasıl canlı. Keşke bende bu gördüklerimin fotoğrafını çizebilseydim” demiş. Yaşlı köpekbalığı “Yıllar evvel büyük büyük dedem bana boya kalemleri vermişti, onları sana ikram etmek istiyorum. Denizin derinliklerinde ki kayalara gördüğün fotoğrafları yaparsın. Ne dersin?” diye sormuş. Pullu çok heyecanlanmış “Çok sevinirim” demiş. Yaşlı köpekbalığı çabucak meskenine gitmiş ve boya kalemlerini alıp, Pullu’ya vermiş. Pullu çok sevinmiş, ikram içinde çok teşekkür etmiş. Çabucak kayaların yanına gitmiş, balıkların mavisini, yosunları yeşilini, mercanların kırmızısını kullanarak olağanüstü şeyler çizmiş. O kadar hoş eserler çıkarmış ki, görenler hayran kalmış.

Pullu, hayallerine kavuştuğu için çok huzurluymuş, hayalindeki desenleri çizebilmenin memnunluğunu yaşamış ve bir daha asla hayallerinden vazgeçmemiş. Pullu artık denizin ressamı olmuş ve öbür küçük balıklara da örnek olmuş. Bu masal da burada bitmiş.
Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.