Bir varmış, bir yokmuş. Önce vakit içinde, oyuncaklarla dolu, ışıl ışıl parlayan bir dükkân varmış. Bu dükkânın en sevilen köşesinde birbirinden renkli ve süratli oyuncak otomobiller yaşarmış.
Bu otomobiller, dükkâna gelen çocukların ellerinde bir gün yarışa katılmayı dört gözle beklerlermiş. Lakin, bu otomobillerin içinde her vakit birinci olmak isteyen ve başkalarına karşı kendini ispat etmek isteyen bir küme varmış. İşte, öykümüz de tam burada başlıyormuş.
Bir gün, oyuncak otomobillerin ortasındaki rekabet uygunca kızışmış ve kimin en süratli olduğunu öğrenmek için bir yarış düzenlemeye karar vermişler. Yarışın en heyecanlı arabası, kırmızı renkli Şimşek’miş. Şimşek, her vakit en önde olmayı severmiş ve bu yarışta da birinci olacağından emilmiş. Lakin onun karşısına çıkacak güçlü rakipler de varmış: Gökyüzü mavisi Yıldırım, ustalıkla viraj alan zümrüt yeşili Dönüş Ustası, ve en kuvvetli yolları bile aşabilen parlak sarı Patika.
Yarış günü gelip çattığında, dükkânın geniş koridoru bir yarış pistine dönüşmüş. Pist, rafların ortasında dolanıyor, oyuncak tren setinin etrafından geçiyor ve büyük bir oyuncak konutun kapısında son buluyormuş. Her otomobil, start çizgisinde yerini almış ve heyecanla yarışın başlamasını bekliyormuş.
Hakem düdüğünü çalmış ve yarış başlamış. Şimşek süratle öne fırlamış, rüzgar üzere ilerliyormuş. Kırmızı rengiyle adeta alevler saçarcasına bir süratle yarışa liderlik ediyormuş. Fakat Yıldırım da boş durmuyor, suratını artırarak Şimşek’i geçmeye çalışıyormuş. Bu sırada Dönüş Ustası, her virajda rakiplerini geride bırakacak hareketler yapıyormuş. Patika ise engebeli yolları aşarak, kendisine avantaj sağlayacak stratejiler geliştiriyormuş.
Yarışın ortalarına gelindiğinde, otomobiller ortasındaki çekişme yeterlice artmış. Şimşek, en önde olmanın o kadar kolay olmadığını anlamış. Yıldırım’ın suratı, Dönüş Ustası’nın kıvrak hareketleri ve Patika’nın kuvvetli yolları aşma yeteneği onu zorlamış. Lakin yarış sırasında beklenmedik bir şey olmuş: Yarışın en şiddetli virajlarından birinde Şimşek denetimi kaybetmiş ve yol kenarındaki bir kutunun içine düşmüş.
Yıldırım ve Dönüş Ustası bu fırsatı kaçırmamış ve süratle Şimşek’in önüne geçmişler. Lakin Patika bir an durmuş ve düşündükten sonra yarışa devam etmek yerine Şimşek’e yardım etmeye karar vermiş. Patika, yavaşça kutuya yanaşmış ve Şimşek’i dışarı çıkarmış. Şimşek, bu yardımı hiç beklemiyormuş lakin Patika’ya minnettar kalmış. İkisi birlikte yine yarışa katılmışlar.
Yarışın sonuna yaklaştıkça, otomobiller büyük bir süratle tren setinin yanına yaklaşmışlar. Her otomobil, bitiş çizgisine birinci varmak için elinden geleni yapıyormuş. Ancak tam o sırada Şimşek durup Patika’ya dönmüş ve şöyle demiş: “Bu yarışı kazanmak değil, senin üzere bir dosta sahip olmak asıl kardır.” Bu kelamlar, öbür otomobiller üzerinde de tesirli olmuş ve hepsi suratlarını kesmişler.
Yıldırım, Dönüş Ustası, Şimşek ve Patika daima birlikte tren setinin yanında durup, bitiş çizgisini yan yana geçmeye karar vermişler. Zira anlamışlar ki, dostluk ve yardımlaşma, yarışta birinci olmaktan çok daha kıymetliymiş.
O günden sonra, otomobiller en hızlıyı bulmak için değil, birlikte eğlenmek ve birbirlerine yardım etmek için yarışlar yapmaya başlamışlar. Her yarışta, birinci olmaktan daha kıymetli şeyler olduğunu hatırlayıp, dostluğun bedelini her seferinde yine keşfetmişler.
Oyuncak Otomobillerin Yarışı Masalı, dükkânın dört bir köşesinde lisandan lisana anlatılmış. Çocuklar bu masalı dinledikçe, yalnızca süratli olmanın değil, yeterli bir dost olmanın da ne kadar kıymetli olduğunu öğrenmişler. Ve her seferinde, tıpkı masaldaki otomobiller üzere, birbirlerine yardım etmenin ve birlikte olmanın ne kadar bedelli olduğunu anlamışlar.
Oyuncak Otomobillerin Yarışı Masalına benzeyen “Uyku masalları” okumak için ilişkiye tıklayabilirsiniz. Masal dinlemek için ise Youtube kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.
