Bir zamanlar, Asya adında küçük bir kız her gece uyumadan önce penceresinden gökyüzüne bakar ve yıldızlara güzel rüyalar dilerdi. Bir gece, Asya’nın gözlerini kapattığı anda odasında büyülü bir ışık belirdi. Gözlerini açtığında kendini bir bahçede buldu. Bu, sıradan bir bahçe değildi; gökyüzünde asılı parıldayan yıldız çiçekleri ve rüya kokulu bitkilerle doluydu.
Bahçenin ortasında, her biri farklı bir rüya anlatan küçük, parıldayan bulutlar uçuşuyordu. Asya, bu bulutlardan birini yakaladı ve içinde rengarenk çiçeklerin açtığı bir rüya gördü. Ardından başka bir bulut yakaladı ve bu defa kendini uçsuz bucaksız bir denizde, dalgaların üzerinde dans ederken buldu.
Bir süre sonra, bahçede parlayan bir yıldız göründü ve Asya’ya seslenerek, “Bu bahçe sadece huzur ve sevgi dolu rüyalarla beslenir. Burada her çocuk, güzel rüyalar dileyerek kendine en tatlı uykuları armağan edebilir,” dedi. Asya, yıldızın sözlerinden etkilendi ve o andan itibaren her gece rüya bahçesine uğrayarak huzur içinde uyudu.
Sabah uyandığında, Asya kendini dinlenmiş ve mutlu hissetti. O günden sonra her gece uyumadan önce yıldızlara güzel rüyalar dileyerek uyumaya devam etti ve huzurlu uykusunu rüya bahçesinin büyüsüne borçlu olduğunu hiç unutmadı.