Bir varmış, bir yokmuş… Hoş bir sabah, küçük Elif gözlerini açmış. Heyecanla yatağından fırlamış ve çabucak annesinin yanına koşmuş. Annesi mutfakta kahvaltı hazırlarken Elif sevinçle, “Anne, bugün ne yapacağız?” diye sormuş.
Annesi gülümseyerek, “Bugün olağanüstü bir gün geçireceğiz. Evvel hoş bir kahvaltı yapalım, sonra birlikte parka gideriz,” demiş. Elif bu habere çok sevinmiş, zira parka gitmeyi çok seviyormuş. Annesiyle kahvaltılarını keyifle bitirdikten sonra, Elif tabakları toplamaya yardım etmiş. Annesi onun bu yardımı karşısında sevinmiş ve, “Birlikte iş yapınca her şey daha eğlenceli oluyor, değil mi?” demiş.
Sonra birlikte parka gitmek için yola çıkmışlar. Yolda Elif, etraftaki ağaçları ve kuşları izlemeye başlamış. Kuşların ağaç kollarında sevinçle uçuşunu görünce merakla, “Anne, kuşlar da bizim üzere anneleriyle geziyor mu?” diye sormuş.
Annesi, Elif’in küçük elini nazikçe tutarak, “Evet canım, kuşlar da anneleriyle vakit geçirmeyi sever. Annelerinden pek çok şey öğrenirler, tıpkı senin benden öğrendiğin üzere,” demiş.
Elif annesinin bu kelamlarını duyunca gülümsemiş ve kuşları izlemeye devam etmiş. İçinden, “Ben de kuşlar üzere uçmak isterdim,” diye geçirmiş.
Parkta vardıklarında Elif salıncakları fark etmiş ve çabucak, “Anne, beni salıncağa bindirir misin?” diye sormuş. Annesi, “Tabii ki,” diyerek onu salıncağa bindirmiş. Elif salıncakta sallanırken rüzgar yüzünü okşamış ve kendini uçuyormuş üzere hissetmiş. “Anne, daha hızlı!” diye bağırmış kahkahalarla. Annesi onu biraz daha hızlandırmış, Elif ise memnunluktan havalara uçuyormuş üzere hissetmiş.
Biraz sonra, Elif kaydıraktan kaymak istemiş. “Anne, bak artık çok süratli kayacağım!” diyerek kaydıraktan aşağı süratle kaymış. Her keresinde daha da neşelenmiş, daha da çok eğlenmiş. Parkta geçen bu eğlenceli dakikalar Elif’i çok memnun etmiş.
Bir mühlet sonra Elif ve annesi çimenlerin üzerine oturmuş. Elif başını annesinin omzuna yaslayarak, “Anne, seninle her şey ne kadar güzel! Âlâ ki bugün birlikteyiz,” demiş. Annesi, Elif’in saçlarını okşayarak, “Ben de seninle olmaktan çok memnunum, tatlım,” demiş.
Eve dönme vakti gelmiş, ancak Elif parkta daha fazla kalmak istemiş. Annesi ona, “Merak etme, yarın yeniden geliriz,” demiş ve Elif’e gülümsemiş. Bu kelamlar Elif’i rahatlatmış, zira parkta annesiyle geçirdiği her anı çok seviyormuş.
Eve döndüklerinde Elif annesiyle birlikte fotoğraf yapmış. Renkli kalemlerle gökyüzü, güneş ve kuşlar çizmiş. Annesi, “Sen nitekim çok hoş fotoğraf yapıyorsun,” diyerek onu övmüş. Elif gururla, “Büyüyünce ressam olabilirim, değil mi anne?” diye sormuş. Annesi, “Tabii ki, tatlım! Kâfi ki hayal et, her şey mümkün,” demiş.

Günün sonunda Elif yatağına uzanmış ve gözlerini kapatmış. Annesi ona tatlı bir masal anlatmış. Elif masalı dinlerken uykuya dalmış ve düşünde yeniden annesiyle birlikte parka gitmişler. Hayalinde da tıpkı gerçekte olduğu üzere birlikte kuşlar üzere uçmuşlar, salıncaklarda sallanmışlar ve sevinçli bir gün geçirmişler.
Ve böylelikle, Elif Anne ve Kızın Park Macerasını hiç unutmamış. Ne vakit parka gitse, daima bu hoş anları hatırlamış.
Anne ve Kızın Park Macerasına benzeyen uyku masalları okumak için kategorimize göz atabilirsiniz.