Bir varmış bir yokmuş, önce vakit içinde kalbur saman içinde yemyeşil ağaçların, minik kulübelerin, şırıl şırıl akan bir ırmağın olduğu şirin bir orman varmış. Bu ormanda kocaman bir Orman Okulu varmış. Ormanda ki yavru hayvanların hepsi oraya sarfiyat, orman ve ömür hakkında bilgiler öğrenirlermiş.
Bütün yavrular okulu çok seviyormuş, hepsi büyük bir memnunlukla her sabah erkenden kalkıyor yola koyuluyormuş. Okul da hayvanlar küme grup sınıflara ayrılmışlar. Tavşan, tilki, kangurular birebir sınıftaymış. Bu sınıf öbür sınıflardan farklıymış zira hiç biri dersi dinlemeyi sevmiyormuş. Daima hoplayıp zıplayıp dersi kaynatıyorlarmış. Günlerden bir gün öğretmen zebra derse girmiş ve herkese selam verip, mevzuyu anlatmaya başlamış. Lakin tavşanlar, yerlerinde duramıyor, birbirlerinin kuyruklarını çekip kahkahalar atıyormuş. Öğretmen herkesi susturmaya çalışmış fakat kimse öğretmeni dinlememiş. En sonunda sınıfın en yaramaz tavşanını tahtaya çıkarmış ve tahtada ki soruları sesli bir biçimde çözmesini istemiş. Tavşan çabucak tahtaya çıkmış ve büyük bir ciddiyetle anlatmaya başlamış. Fakat sınıftaki öbür tavşanlar, kangurular, tilkiler hoplayıp zıplamaya devam etmiş. Tavşan ne kadar çabalasa da kimse onu dinlememiş. Sonunda, öğretmenin yanına dönüp “Öğretmenim, kimse beni dinlemiyor! Bu çok makûs bir hismiş,” demiş. Öğretmen sınıfa dönüp “Arkadaşınız şuan ne hissediyorsa, ben de ders anlatırken birebirini hissediyorum. Birlikte öğrenmek için birbirimizi dinlememiz gerekir. Dinlemek, diğerlerine bedel verdiğimizi gösterir.” demiş.

Bu konuşma sonunda hayvanlar çabucak susmuşlar ve öğretmenlerinden özür dilemişler. Tavşan artık rahatlıkla tüm soruları çözmüş ve oda öğretmeninden özür dilemiş. O günden sonra hepsi dersi dikkatlice dinlemiş ve hiç ses yapmamışlar. Orman okulunda artık hiç gürültü olmuyormuş. Masal da burada bitmiş.
Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.