Bir varmış, bir yokmuş. Bir vakitler, dağların eteğinde, çiçeklerle bezenmiş bir köyde Düş isminde tatlı bir kız yaşarmış. Rüya’nın en sevdiği şey, dedesinin ona ikram ettiği büyük dünya haritasını incelemekmiş.
Harita rengârenkmiş ve üzerinde kıtaların isimleri yazılıymış: Asya, Avrupa, Amerika, Afrika, Avustralya ve Antarktika.
Rüya, bir gün haritayı dikkatle incelerken bir şey fark etmiş. Kıtaların hepsinin ismi “A” harfiyle başlıyor ve “A” harfiyle bitiyormuş. Bu durum onun aklını kurcalamış. Çabucak annesinin yanına koşmuş ve sormuş:
“Anne, neden bu kıtaların isimleri daima birebir harfle başlıyor ve bitiyor?”
Annesi gülümseyerek omuzlarını silmiş. “Bilmiyorum, hoş kızım. Tahminen de bunu öğrenmenin bir yolu vardır.”
Rüya’nın aklı bu soruya takılmış. Akşam olup yatağına yattığında bile kıtaların isimlerini mırıldanıp durmuş. Sonunda gözlerini kapatmış ve derin bir uykuya dalmış.
Rüya, düşünde kendini kocaman, rengârenk bir kapının önünde bulmuş. Kapının üzerinde altın harflerle “Harfler Diyarı” yazıyormuş. Kapıyı açtığında, karşısına uçan, yürüyen ve müzik söyleyen harfler çıkmış. Bu yer masallardaki kadar hoş, hayal edilemeyecek kadar büyülüymüş.
Tam bu sırada, uzun uzunluklu, ince bir adam yanına gelmiş. Başında harflerle süslenmiş bir taç varmış. Adam, Rüya’ya gülümseyerek eğilmiş ve demiş ki:
“Hoş geldin, küçük kâşif. Ben Harflerin Bekçisi’yim. Dünya haritasındaki sırrı fark ettiğini duydum. O yüzden buradasın.”
Rüya, şaşkınlıkla sormuş: “Gerçekten mi? Lakin neden kıtalar daima birebir harfle başlıyor ve bitiyor?”
Bekçi, elindeki sihirli değneğiyle havaya bir “A” harfi çizmiş. “Çünkü ‘A’ harfi, bizim dünyamızda en güçlü harftir,” demiş. “O, başlangıcı ve bütünlüğü temsil eder. Kıtalar da dünyanın en büyük kesimleridir ve bu harf onlara bir onurdur.”
Bekçi, Rüya’yı harflerin yaşadığı kente götürmüş. Kentte her harfin bir misyonu varmış. “B” barışı temsil eder, “C” cesareti… Lakin “A” hepsinin başkanıymış.
Rüya, “Peki, neden bu sır yalnızca kıtalara ilişkin?” diye sormuş.
Bekçi, gülümseyerek yanıt vermiş: “Çünkü kıtalar dünyanın en kıymetli hikâyesini taşır. Bu hikâyeyi anlatmak için en güçlü harf seçilmiştir. Fakat sen bunu fark ederek çok özel bir şey yaptın. Artık bu sırrı paylaşma sırası sende!”
Sabah olmuş ve Rüya’nın gözleri bir anda açılmış. Güneş ışıkları odasını aydınlatıyormuş. Yanında sihirli bir kalem duruyormuş. Harflerin Bekçisi, bu kalemi ona ikram etmişti.
O günden sonra Düş, öğrendiklerini arkadaşlarıyla paylaşmış. Harflerin sırrını anlatarak onların hayal dünyalarını zenginleştirmiş ve Kıtaların Sırrı masalı da bizlere burada veda etmiş.
Kıtaların Sırrı Masalına benzeyen masallar okumak için instagram sayfamızı takip edebilirsiniz.
