Bir zamanlar, geniş bir ormanda Uykucu Ayıcık adında bir ayı yaşarmış. Uykucu Ayıcık, her gün ormanın derinliklerinde dolaşır, çiçekleri koklar, ağaçların gölgesinde dinlenirmiş. Ama her akşam, ay ışığına bakarak huzur içinde uyumak için yuvasına gider, uykusunu almak için çok çaba harcarmış.
Bir gün, Uykucu Ayıcık, sabah güneşinin ilk ışıklarıyla uyanmış ve o kadar mutlu olmuş ki, biraz daha uyumak istemiş. Ama etrafındaki diğer hayvanlar, ormanın her köşesinde neşeyle oynuyorlarmış. Uykucu Ayıcık, oyun oynamak yerine her zaman uyumayı tercih edermiş. “Ah, keşke ben de oyun oynasaydım,” demiş. Ama sonra derin bir uykunun tadını düşündükçe, tekrar gözlerini kapamış.
Uykucu Ayıcık, derin bir uykuya dalarken, ona rüya içinde Rüya Kuşu gelmiş. Rüya Kuşu, ona şunları söylemiş: “Uyku, bedenin ihtiyacı olan bir şeydir. Ama senin uykunun zamanında dinlenmenin yanı sıra, bazen oynaman da gerekir. Oynamak, hayatta mutlu olmanın ve sağlıklı büyümenin bir parçasıdır.”
Uykucu Ayıcık, Rüya Kuşu’nun söylediklerini düşünerek, biraz daha fazla uyumak yerine, ertesi gün ormanda oyun oynamaya karar vermiş. O günden sonra, hem uyuduğu hem de oynadığı zamanlar dengesini bulmuş ve mutlu bir şekilde büyümüş.
